Obsesif Kompülsif Bozukluk Nedir?
Halk arasında takıntı hastalığı olarak bilinen obsesif kompülsif bozukluk(OKB) en basit tanımıyla bir çeşit anksiyete ve dürtü kontrolü sorunudur. OKB’den muzdarip kişiler rahatsız edici düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsolmuşlardır. Stres yaratan, irite eden ve sürekli yinelenen düşüncelerden rahatsız olan birey bu düşüncelerden kurtulmak için kısa süreli rahatlama ve ferahlama yaratan davranışa yönelirler. Örnek verecek olursak abdest alırken aklından sürekli “acaba abdestimi düzgün şekilde alabildim mi? Ya kabul olmadıysa?” düşüncesi geçen birey bu düşüncenin yarattığı stresten kurtulmak için “abdestini tekrarlama” yoluna gidecektir. Üstelik bu sadece bir sefere mahsus değildir; kişi abdestinden tamamen emin olana kadar belki onlarca kez abdestini tekrarlar. İşin kötüsü OKB hastaları için “tam emin olmak” diye bir şey söz konusu değildir. Akıllarında süreğen bir şüphe mevcuttur.
BENDE OKB VAR MI?
Bende de OKB var mı sorusuyla meşgul olan okurlarımız için bu hastalığın belirtilerinden bahsedebiliriz. OKB’nin belirtileri şu şekilde özetlenebilir:
+ Pislik veya mikrop bulaşacağı korkusuyla tekrar tekrar duş alma ve sık sık el yıkama, kapı kolları gibi pek çok insanın dokunduğu şeylere dokunamama dokununca aşırı rahatsız olma
+ Başkasına zarar vermekten korkma
+ Hata yapmaktan ve rezil olmaktan korkma
+ Şeytanca veya günahkar düşünmekten aşırı korkma ve buna bağlı olarak bu tarz şeyler aklına gelince onlardan kurtulmak için çaba sarf etme
+ Düzene ve simetriye aşırı önem verme ve vaktinin gereğinden fazlasını bunlara ayırma
+ Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacından dolayı kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
+ Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama, içinden sayı sayma gibi mantığı olmayan ritüelleri yapmadan duramama.
Kendisinde OKB olup olmadığını merak eden okurlarımıza önerim bu belirtilerden herhangi birini yaşayıp yaşamadıklarını ve günlük hayatta bundan ne kadar etkilendiklerini gözden geçirsinler. Bu belirtilerden en az birini yaşıyor ve buna bağlı yaşamsal fonksiyonlarınız, iyi hissedişleriniz, sosyal, ailevi ve mesleki yaşantılarınız etkileniyorsa bir an önce bir psikiyatriste ve eş zamanlı olarak bir uzman psikoloğa görünmelisiniz.
NE SIKLIKTA GÖRÜLEN BİR HASTALIK?
Şayet bu hastalıktan müzdaripseniz kendinizi yalnız hissetmeyin. Çünkü yapılan araştırmalar her 50 kişiden birinde bu hastalığın olduğunu ortaya koyuyor. OKB, her yaştan kadın ve erkeklerde görülmekle birlikte, çoğu kez ergenlik veya erken erişkinlik dönemlerinde ortaya çıkar.
NEDEN BENDE OKB VAR?
OKB nörobiyolojik ve/veya kalıtsal faktörlerden, çocukluk dönemine dayanan yaşantılardan, son dönem yaşanan travmatik olaylardan ve daha pek çok faktörün bu hastalığın ortaya çıkmasında etkin bir unsur olabildiği biliniyor. Buradaki önemli olan nokta, kaynağı ne olursa olsun OKB’nin tedavisinin mümkün olduğu hakikatidir. Dolayısıyla nedenlerine odaklanmak yerine çözümüne odaklanılmalıdır.
NASIL TEDAVİ OLABİLİRİM?
OKB, hem biyolojik hem psikolojik faktörlerin ön planda olduğu bir bozukluktur. Bu duruma bağlı olarak hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi desteğinin bir arada yürütüldüğü tedavilerde başarı oranı çok yükseliyor. Bu noktada ilaç desteğinin ne kadar elzem olduğu sorusu akla gelebilir. İlaç tedavisinin kesinlikle gerekli olup olmadığı kanaatine hastanın durumuna göre karar verilmelidir. Bu hastalığın tedavisinde kesinlikle gerekli olan unsur psikoterapi desteğidir. Zira kişinin kaygıları ve olumsuz düşünceleri ile başa çıkmayı öğrenmeden sadece ilaç tedavisinden yararlanması tedavinin kalıcılık oranını bir hayli azaltır. Dolayısıyla, özetleyecek olursak, öncelikle durumunuzu netleştirmek adına klinik psikoloji üzerine çalışmış bir uzman psikoloğa gitmeli, şayet uzman gerek duyuyorsa ilaç tedavisi için bir psikiyatriste başvurmalısınız.
Diyanet Aile Dergisi’nin Ekim sayısında yayımlanmıştır.
Yazan: Esra ORAS
Kanalı İçin Tıklayınız